François Villon tasarımı renkli süet bot. Paris 1980 -1981
Bu ayakkabu Marilyn Monroe için 1960 yılında Let's Make Love filminin çekimleri sırasında tasarlandı. Ayakkabıyı Salvatore Ferragamo tasarladı.
Salvatore Ferragamo tasarımı 1956 tarihli ayakkabı.
Cindrella'dan esinlenen 1950 yapımı bir Sarkis Der Balian ayakkabısı.
Bu uzun, pembe botlar 1950 yılının Paris'ine ait. Giyip çıkarması daha kolay olsun diye ön kısmına 17'şer adet düğme eklenmiş.
9/09/2009
Can Yücel'den.. Aşk Ayakkabıdır.. Bedenin yükünü ayaklar taşır,ruhun yükünü yürekler. Bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için, rahatlığı ve şıklığı bir arada barındıran ayakkabıyı seçersiniz. İçinizin acılarını sıkıntılarını, kırgınlıklarını ve hayallerini yüklenen yüreğiniz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız. Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir... Bazıları çamur, yağmur, toz, toprak, kar, buz gibi her türlü "kötü hava" koşullarına dayanıklıdır. Bazıları ise ummadığımız kadar kısa zamanda, çabucak yamulur, ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya güzel havalarda bile iki günde bozulup gider.. Aşklarıda ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz, tıpkı ayağınızda olduğu gibi, yüreğinizde de NASIR oluşabilir. Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiniz için "zamanla açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız, zaman içinde ayak kemiklerinizde deformasyon başlar. Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye kapılıp "zamanla düzelir" diyenlere kanarsanız, yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldığını" görebilirsiniz. Aşık olabileceğiniz insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar değişik stillerde, farklı kalitede ve sayısız "renktedir". ..Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" olarak yaşayanlar, aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar. Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar. Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır. Bez ayakkabılar gibi kısa ömürlü "tatil aşkları" ise hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur. "Marka" ayakkabı alır gibi, sevgililerin kariyerine ve maddi durumuna tutulan aşıklar görürsünüz. Katı plastikten "yağmur çizmesi" edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar" biçiminde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz. Ayrıca ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafı" olup evine sayısız çeşittte ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik türde" aşklarada zaafı olduğu söylenir. Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor" kullandığınız zaman kolayca eskittiğiniz gibi, aşkınızıda dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz zaman kısa sürede eskitirsiniz... Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabı tamir ettirdiğinizde yalnızca bir miktar ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da asla eskisi gibi OLMAYACAKTIR! CAN YÜCEL
9/08/2009
20. yüzyıldan itibaren ayakkabı tasarımcılığı hızla gelişmeye başladı. Bir çok tasarımcı kendi isimleriyle tasarımlarını hayata geçirmeye başladılar. Yandaki fotoğraftaki ayakkabı A. Gillet isimli bir ayakkabıcının 1928 - 1930 yılları arasında tasarlayıp hayata geçirdiği bir model.
Zoya'nın ayakkabıları1920-1925
Pembe saten kadın botu. Bu bot 19. yüzyıl Çin'ine ait. Sateni korumak ve bozulmasını önlemek için metal zımbalarla süslenmiş. Ayrıca üzerinde altın rengi ve siyah dragon işlemeleri var.
19. yüzyıla ait bu ayakkabı Çin saraylarında giyiliyorddu. Bu beyaz porselen ayakkabı Roma İnternational Ayakkabı Müzesi'nde sergileniyor.
Siyah deri ve satenden yapılan bu ayakkabı yürümek için oldukça rahatsız. Süslemek için de küçük bir porselen düğme kullanılmış. Ayakkabının topuk yüksekliği 20 santimetre. 1900 yılında Vienna, Avusturya'da keşfedilmiş.
1855 yılına ait bu ayakkabı deri ve kumaş karışımı. Şimdilerde Roma Ayakkanı Müzesi'nde sergileniyor.
Bu tür terlikler 18. yüzyılda sevgililer tarafında birbirlerine hediye edilirdi. Terliğin ucu ne kadar yüksekse, sevginin de o kadar büyük olduğu anlamına geliyordu...18. YY ait bu terlikle Rural popüler sanat müzesi'nde sergileniyor.